Bugünlerde sinema dünyasında bilim-kurgu filmleri yeni teknolojiler sayesinde çok daha etkileyici olmaya başladı. Son zamanların en iyileri arasında gösterilen Pasifik Savaşı da bu filmler arasında yer alıyor. Ancak bu yazıda bu ay vizyona giren Pasifik Savaşı'nı değil, beyazperdenin en eski bilim-kurgu filmlerini yapay zeka başlığıyla ele alacağız.
Metropolis, Uçan Dairelerin Esrarı, Uzay Yolu Macerası, Ölüm Takibi, Yapay Zeka gibi tarihe meydan okuyan ve hiç eskimeyen filmler bugünkü "nostalji" konumuzun içeriği olacak.
Metropolis / 1927
Her ne kadar beyaz perdedeki ilk robotumsu yaratık 1920 yapımı sessiz korku filmi "Der Golem, wie er in die Welt kam"daki kilden yapılma Golem olsa da, "Metropolis"in işçi Maria'dan kopyalanan ünlü robotu sinema tarihinde bu anlamda bir ilk olarak kabul ediliyor. Alman Dışavurumculuğu'nun sinemadaki en önemli örneklerinden "Metropolis", endüstri toplumlarının akıbeti ve sınıf savaşıyla ilgili mesaj ve tespitleriyle öne çıkan bir başyapıt.
The Day The Earth Stood / Uçan Dairelerin Esrarı / 1951
Uçan Dairelerin Esrarı'ndaki insan görünümlü uzaylı Klaatu ve robot yardımcısı Gort, 1950'li yılların uzaylı işgali paranoyasını işleyen filmlerden hayli farklıydı. Dünya'daki nükleer silahların tüm evren için tehlike oluşturacağı konusunda uyarıda bulunan ikili, daha çok barışçı duygularla insanlara yaklaşmıştı. Gene de Klaatu, Gort'un gerektiğinde kısa sürede dünyayı yok edecek kadar güçlü olduğunun altını çizmişti.
2001: A Space Odyssey / 2001: Uzay Yolu Macerası / 1968
Döneminin çok ötesindeki tasarımı, içeriğinin zenginliği ve derinliğiyle Stanley Kubrick'in dehasının ilk örneklerinden olan "2001: Uzay Yolu Macerası", dünya sinemasında bilimkurgunun yönünü ve ivmesini değiştirdi. Satranç oynayan, dudak okuyan ve gitgide yoldan çıkan bilgisayar HAL'ın nezdinde yapay zeka konusu seyircilere sorular sordurmayı başaracaktı.
Star Wars / Yıldız Savaşları / 1977
97'den beri dünyayı kasıp kavuran Yıldız Savaşları sevgisinin en önemli sebeplerinden ikisi, ne dediği anlaşılmayan zeki ve titiz R2D2 ile ona nazaran daha hisli hatta alınganlığıyla meşhur C-3PO'dur. Prenses Leia'nın mesajını taşıyan R2D2 ile C-3PO'nun atışmaları serinin en eğlenceli sahnelerini oluşturur.
Blade Runner / Ölüm Takibi / 1982
"Alien/Yaratık"ın ardından bilimkurguya "Ölüm Takibi" ile devam eden Ridley Scott, bu sayede Philip K. Dick'in Hollywood tarafından keşfine neden oldu. Genetik biliminin yardımıyla neredeyse insanlardan ayırt edilemeyen "replika"ların köleliklerinden kurtulmak için başlattıkları isyan, etik değerlerimizi bir kez daha sorgulamamızı talep ediyordu.
The Terminator / Yokedici / 1984
Görünüm itibariyle insandan farkı olmayan ama acı, merhamet, korku, sevgi gibi duygulardan yoksun olarak yaratılmış, insanları öldürmeye programlı siborgların en ünlüsü, Arnold Schwarzenegger'in sert ve güçlü fiziğiyle bütünleşen Yokedici'ydi. Filmin unutulmaz repliği "I will back" (Geri Geleceğim!) devam filminin de habercisiydi ve Yokedici'nin dönüşü öncekinden muhteşem olacaktı.
Yorum Gönder